Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sessiz Zulüm

Öğrenir bir çocuk, adından önce, Mümine terörist denilen toprağın adı, Doğu Türkistan Hürriyet eşiği zulmetle kapatılmış, Gök bayrağa bakan kanlı toprağın adı, Doğu Türkistan Aniden sokulur zihniyeti siyonist, hanene, Ecelin, pencerelerde kader diye beklendiği evlerin adı, Doğu Türkistan Bir gelin bebeklerinin hayalini kurar tabiatı gereği, Analığı elinden alınmış gelinin adı, Doğu Türkistan Yavrusuna Furkan diyemeyen ananın, Karnına saplanan süngünün adı, Doğu Türkistan Torunlarına sarılır ufak gözlü dedeler, Dedesinden farklı konuşan torunun adı, Doğu Türkistan Emri ile Rahmân’ın, mahremiyetle korunan, Açılmadı diye diri diri yakılan saçların adı, Doğu Türkistan Dumanlar kaplamış gözlerini şehrin, Zulüm enkazında İslam arayan ellerin adı, Doğu Türkistan Yücelik sahibinin habercisi, göklere uzanan minareler, Minarelerinden sessizce duyulan ezanın adı, Doğu Türkistan Camiler dolmuş saflara hasretken, Seccadesi bile eskimeyen alınların adı, Doğu Türkistan Kiminin Kudüs, vicdanıyla ağlat

Yüreğime Konan ve Göçmeyen Nicelerine…

Fotoğraf: Kayseri-2012 -eses Orta okulda, sevdiğim şarkıların sözlerini değiştirerek başlamıştım yazmaya. Şiir denemem oldu sık sık. Parçalamasam hala duruyor olurdu o sayfalar. Ancak hep birilerinin okumasından çekiniyordum o zamanlar. Gerçekten neden yapıyordum bilmiyorum. Romantik bir kafa ve duygusal bir zekam olduğuna eminim. Birilerini üzüp de kendimi de üzdürmemek sanırım hep niyetim. Lise yıllarımda da elimden kalem hiç düşmedi. Çok darladı mı birşeyler kendimi Seyyid Burhaneddin Hazretlerini  de kabristanının bulunduğu bir mezarlık da bulurdum.Elimde bir defter. Üniversite de ise onları yırttım. Bir anlık öfke ! Öfkem saman alevi gibi böyle oluşundan hiç nefret kusmadım(toplumsal meseleler hariç). Çok çabuk unutuyorum, incinmemi kırılmamı çok önemsemiyorum. İçimde bi yerlerde bu sebepden kimsenin de beni umursamadığı kanısındayım. Olsun diyorum hep; kötülük, haset, kıskançlık, kavga, öfke çok yorucu işler. Benim bu duyguları kaldırabilecek bir kalbim yok… İnsanlara küsememek ç

Çocukla Yetişmek

Fotograf: Zonguldak- Kilimli 2013- eses   Kendine ve Çevresindeki Her Canlıya Değer Veren, Mutlu, İnsanlara Enerji Saçan Çocuk Nasıl Yetiştirilir ? Bir anne sözü der ki: “Bekçilik ediyoruz biz evlatlara, onlar birer kuzu biz de onların çobanıyız sadece. Bu sürüyü gütmek korumak ile mesulüz. Onları var eden ve büyüten Allah’tır.” Bu söz kulağımın bir küpesi. Ebeveyn olmanın evlat olmaktan daha zor olduğunu anladığım günleri yaşıyorum. Annemi daha iyi anlıyorum klişesi de denebilir. Peki, kendine ve çevresindeki her canlıya değer veren, mutlu, etrafındaki insanlara enerji saçan çocuk nasıl yetiştirilir? Aile, kişinin gelişiminde ve geleceğinde önemli rol oynayan ilk ve en yakın ilişkilerini kurduğu ortamdır. Ve hiç şüphe yok ki annelerimiz bizim hayatımızdaki en değerli varlığımız. 9 ay karnında kalbinin sesini duyar ilk bu şekilde tanışırız. Yaşamaya başladığımızda da dünyada ilk onu tanırız. Görür ve ilk ona tepki veririz. Çocuğun benliğinin gelişiminde de anne en önemli yeri işgal ede

Bir Çay Meselesi

                                       Fotoğraf: 2014 Isparta-Gelendost - eses                                 Bir Çay Meselesi   Boş bir çay bardağıdır insan, demlenmesini tamamlayıp dolduramaz demliği, Ve ısıtamaz yüreğini, sıcacık bir su olup da insanlar.. En ince bel sende olsa da saramaz, soğuktan buz kesen elleri, Bütün bir avuç içi ile, üşüyen yüreğini.. Sen üşürsün, Gelmeyen o sıcacık suyun boş soğukluğa terkettiği, bir damla sevgiyle umutla, bekleyişlerle.. Ya, İnce belli bardaklar da ağlar mı? Ağlar. Son dikişte saklıdır gözyaşları. Yokluğuyla,yok olmakla ağlar. Son demi bile yaşayamaz çoğu zaman, içinde, içindeyken. Soğursa çayı çok ağlar… Bir bardak ancak içinde ki çay ile güzel kokar, betine,çehresine renk gelir, Ve yürek, Ancak içinde ki aşk ile renk alır, sevgi kokuları saçar çehrelere... eses yirmimartikibinondört/ gelendost

Hesap Gününe Kadar

                        Fotoğraf: Isparta Gelendost- 2013 - eses Siz Hiç Saatlerce Mezarlıkta Oturdunuz mu? Lise yıllarım da dert ortağım olan bir mekan idi Seyid Burhanettin Hazretleri’nin türbesi ve mezarlığı. Canım sıkıldı mı orda bulurdum kendimi. Elimde bir kalem bir de defter. Çoğu zaman ağlayarak yazardım bir şeyler. Yakmış olduğum o defterde çok şey yazıyordu. Artık ona sahip değilim. Tıpkı sahibi olmadığım gibi bugün elimdekilerin… Dünyalık; aklıma, fikrime, hayatıma takmış olduğum her şeyi orda boşa alır, aslında değersiz olduklarını düşünürdüm. Hakikate yaklaşmak için türbede namaz kılar, ardından secdede dua ederdim. Dışarı çıkınca mezarlığın o an için en sakin yerini seçer ve içimi dökerdim yalnızlığa… Dertleşirdim. Saatlerimi aldığını biliyorum. Düşünür ve sakinleşirdim. Elimden geçenleri ölçer ve kıymet bilmeye çalışır, hep huzurla kalkar, birkaç gün bu huzurla idare ederdim. Üniversiteyi okuduğum ilçede de dert ortağım mezarlıktı. Doğum günümde bile herkes benim için ha

Sevdiysem Tükeneceksin

  Fotograf- 2013- Isparta Gelendost- eses Çığlık çığlığa içimdeki çocuklar Duygularım, hüzne kıyam durmuş Sessiz bir matem içeride. Sevdaya düşmüş bir bedevi Vatandır diye, toprak etmiş ömrünü İçi insan dolu damlarda, Sert taşlar dizilir iki göğsü arasına. Tam böyle bir şey ekmek, su diye İnsanın kendi yüreğinden tüketmesi… Yoksulluktan yorulmuş bir babaya Kimi zaman, dolu gözler ile Yaşlı ninesinin 5 kuruşu ile yardım etmesi Tam böyle bir şey… Kıvrılı verirsin yatağının bir köşesine Elinde bulunan hayal çizgilerinle Bakışlarını görmek istersin Uyumak üzere olan gözlerine Ufak sevinçler iliştiriverirsin Adına zincirler vurup Tutturursun kalbinin üstüne Yanmadan yakamazsın; öyle ya Sevdiysen tükeneceksin! 6 Kasım 2014 Çığlık çığlığa içimdeki çocuklar Duygular, hüzne kıyam durmuş Hasretleri bitmez gurbet ellerin Vatan diyecek toprak verdiği İçi insan dolu damlarda… Tam böyle bir şey, Sevdaya düşüp, ekmek, su diye İnsanın kendi yüreğinden tüketmesi… Yoksulluktan yorulmuş bir babaya Kimi z

Mekke Günlüğü

  fotoğraf-2015-Mekke İlk Günler Rüyadır bu, uçuyor bulutların üzerinde, Kanat beyaz,bulut pembe Taştan bir yastık, Amma ağrımaz başın.. Rüyadır bu, Her şeyden başka, Dünyadan ayrı,hayale yakın, Ummadığını,bulduğun da alın Amma israftan sakın.. Rüyadır bu, Beytullah karşında, Gönül beytullahına denk düşsün Bir iki damla gözyaşı.. Amma nezm zaferindesin.. Rüyadır bu, Vatan’ı Aslî de uyanırsın .. Eses Bir Dua Nasıl bir rüzgar bu Mekke’deki Ne tarafında olursan ol, Her yana aynı kokuyu dağıtan.. Bu bereketi Yaratan.. İlahi, Lütfün çoktur şükür ister, Merhametin çoktur tövbe ister.. Affeyle biz kulların, Cennette cemalin görmek ister.. Habibin elinden kevser içmek ister.. Nasip eyle, Nasip eyle, Nasip eyle.. Amin.. Tavaf I Büsbütün sendenim, Emrindendir nem varsa, Yedi kat dönerek arşı âlâ yolunda, Düştümse sana düştüm, Muhabbetini ver Aşkının Yolun özlemi çektir aczime Yer eğletme dünyada gaflet Rızan için işim gücüm izine sevk et.. Nur karası Beytullah’ın gölgesinde Düştümse sana düştüm,

Nazım Hikmet Ran

  İnandığınız bir davanız var ise bunun esasında inanç ve emek yatar. Bendeniz inandığı dava olan bu dava üzerine yaşayan ve bu dava üzerine ölen insanlara hep imrenmişimdir. Büyük bir özveri ister tüm bunlar. Emek ister. Fikri olarak ne kadar benden uzak olursa olsun, yaşamın içinde bir atardamara tutunarak kendi yaşamını icra eden bu kimseler, ölümsüzleşir adeta. Bu bakış açısı ile bakarım kuramlara. Çünkü farklı bakış açıları olmasa hakikat de bulunmaz. Ta uzak yollardan gelir şimdi Nazım Hikmet Ran. Hissettiklerini hissettiren, Türk soyadı ile Selanik’te doğup Polonya soyadı ile Moskova ölen, ömrü davalar, mahpusluklar ve gurbette geçen, vatan haini damgası ile yerli yerinden ettiğimiz şairimiz. Nazım Hikmet Ran şiirleri bende bir meteor etkisi yaratır. Öyle ki , okuduğum her şiirinde birer, ikişer satır bırakır hayatıma. Hayatına baktığımızda haindir kendisi, vatan hasebiyle. Nedense hep şairler, yazarlar hain olmuştur. Düşünüyorum da, sözcüklerin dünyayı değiştireceğine inanan he